23 Nisan 2014 Çarşamba

Hayata Dair Üç Beş Şey İşte...

Viceroy içen adama borç para verme

bordo kumaş pantolonlu ile dalaşma

değil yerine deyil yazan ile sohbeti kes

-de yi -da yı cümle içinde kullanamayanla, soru eki -mi,-mı, -musun? u ayrı yazmayanla bir daha yazışma.

"şey" i ayrı yazanlarla yazış.

"ya da" nın ayrı "veya" nın bitişik olduğunu bilenle mesajlaş... 

"kocişimle kahvaltı keyfi" adında fotograf paylaşan kadın 

tarzını arkadaş listenden çıkar

yağmurda yürümeyi ve yeşillik yemeyi sevenleri sev

"acı olsun mu" diyen garsona "evet lütfen" diyen kızı nikahına al

"arkadaşım" diye cümleye başlayan adamla rakı içme

sabah sporu yapan adamla tartışmaya falan girme :)

"sırtına yel girmiştir" diyen teyzeye gülümse

yolda cevirip 'bi cigara' isteyene iki sigara ver

sabahları yüzünü soguk suyla yıka

ılık su iç

aşkta gurur yap

çingeneleri çok sev

kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma

lüzumsuz yere sus

bazen, Ahmet Kaya dinle

cool ol

her gün traş olan erkeklerden olma, kirli sakal iyidir

kusmaktan korkma, farelerden kork

annene iltifat et

babanla derin konuş

abinden para isteme

ablanın kilosunu sorma

kardeşine örnek ol

gerekli gereksiz korna çalana küfret

saçmalama

salın gel arada

yılışma

yapışma

ısrarcı olma

renkli gözlülere sırrını verme

keçi sakallılarla kavgaya girme

bıyıklı kızlarla sevişme

gri kruvaze takım elbise giyme

bi saat tak

yanan mum ile oyna

sürüye katıl


Lays sade, taze meyven satmayan bakkalla alışverişi 
kes

dayınla maça git


karanlıktan kork, ama yine de ışığı yakma

baklava desenli kazak giyenlerin samimiyetine inan

selfie olayını abartma

taşlanmış kot giyme

otobüste yaşlı amcalara yer ver, eğer kadınsan teyzelere verme.

eğer erkeksen yaşlı teyzelere yer ver.

güzel olduğunu sanan salak  yer verme

duraga gelmeden düğmeye bas

arka kapıdan in


eti yağsız, domatesi tuzlu ye,

kuyruk yağından tiksin, damar tıkanıklığı ile uğraşma ilerde.

çayı şekersiz ve demli sev,

kadında ilk gözlere bak

dolar alma, sen alınca düşer

dolar satma, sen satınca yükselir

kışın atkı tak

ucu kıvrık makasların olsun

çakmaklarını kaybetme

hızlı yaşa, erken ölme.

dostunu ele verme

yaralarının kabuklarını kopar, bir şey olmuyor

her sabah yıkanma

ter kokma

ayak da kokma

zengin kalkışı yapma

ucuz telefon kullan

iyi sigara iç ya da hiç içme

her gün aynı saatte uyuma

her sabah aynı yerde uyanma

kendini övenlere güvenme,

bencil olanlara güvenme

kadınlara güvenme

erkeklere de güvenme

insanlara güven

yalnızlığa küfretme


kadına bayan deme

uyunmadan gün bitmez

gece üçte iyi sabahlar deme

niyetli misin diye sorma

geçiyorken uğrama

zamanından önce varma

inatlaşma

inatlaşandan kork

iki yüzlüden, sinsi kızlardan deli gibi kork

dedikodudan da kork

karpuz kesilmeden kalkma

yoğurdu üfleyerek yeme

tehdit edeni takma

saati erkene kur, uyanma

oyalan

yaşa

aşk acın olsun

biraz da baş ağrın...

hayallerin olsun

uyamadığın kararların olsun

Hayattan öğrendiklerimin yüzde sıfır nokta sıfır sıfır biri 
bunlar

Daha çok şey var öğrenecek öğretecek.

Ama boşver aslında, bir halt öğrenme.

bir dost...

Hayat üzerine bir yazı, ve "Tek Tadımlık Hayat"


Bugün sizlerle bu kitap hakkındaki düşüncelerimi ve kitabın bazı sayfalarını paylaşacağım. 
Ki bu kitap, okumanızı tavsiye edebileceğim, hayatınıza güzel dokunuşları olabileceğini düşündüğüm bir yapıt.
Tamamı 247 sayfa.

Dün gece bitti, ve gecenin bir vakti de olsa bir şeyler yazma isteği uyandırdı içimde. 
Birazdan sizlerin de okuyacağı üzere önce hayata, sonra kitaba dair bir şeyler karaladım. 
Yazdıklarımı ben de okudum da şimdi, hissettiklerimi tanımlamakta çok yetersiz kalmışlar aslında. 

Sözettiğim üzere, bugün sadece bu kitapla ilgili değil, biraz da hayata dair düşüncelerimi içerecek bu yazı.
Fotoğrafların diliyle anlaşalım bugün hadi...

İyi okumalar.



















Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan!


Bugün 23 Nisan...

Hayır efendim, öyle neşe falan dolmuyor insan!


• • algılama güçlüğü çeken, öğretmenleri ve arkadaşları ve hatta akrabaları tarafından alay edilen küçük kuzenim, bu bayramı gönül rahatlığıyla kutlayamıyorken,


• • Ve, ülkesini-evini-arkadaşlarını savaş yüzünden terk etmek zorunda kalan, '50kuruş' ve bir kaç kelime dışında dilini bile bilmediği bir ülkede yaşam mücadelesine erken başlayan çocuklar varken,


• • Ve, mutsuz,umutsuz, hayatlarından bezmiş anne babaların çocukları; her şeye inat gülmek isterken,


• • Ve, üç kuruş para kazanmak uğruna kırmızı ışıktaki arabalar arasında hayatını hiçe saymak zorunda olduğunu düşünen çocuklar varken, 


• • Ve, ağır şartlar altında çalışan çocuk işçiler hala varken, 


• • Ve, babası olmayan, ama kardeşine bakmak zorunda olduğu için eğitimini yarıda bırakıp çalışmak zorunda olan çocuklar varken...


Bugün 'hala' 23 Nisan!


Hayır efendim, çocukluktan kalma bir alışkanlıkla da olsa; neşe falan dolmuyor insan!


Ancak ülkemdeki bu acı tablolara rağmen, dünyada sadece bizim 'çocuk' bayramımız olduğu ayrıcalığını bilmek bile onur verici, ve bu bayram adının sadece 'çocuk bayramı' olmadığını bilmek de bir o kadar umut verici. 


23 Nisan ULUSAL EGEMENLİK ve Çocuk Bayramımız kutlu, mutlu, güzel olsun dostlarım. 
Daha nice umut dolu 23 Nisan' lara....





bir dost...